30 Mayıs 2008 Cuma

Ve Tanrı motosikleti yarattı: Deus Ex Machina.


Erkeklik hormonu dediğin galon galon var ama nedense bir gün bile motor almayı düşünmedim. Düşeceksin, kolunu bacağını kıracaksın, can yakar. Biliyorum da söylüyorum, iki kere kolumu, bir kere bacağımı kırdım. Hiç hoş değil. Bir arkadaşım var, geçenlerde Rio’ya gitti. İlk gönderdiği fotoğrafta kendini Rio’nun en yüksek tepesinden aşağıya atmıştı. Planörmüş, çok zevkliymiş. Okyanusu aşıp, vaad edilmiş topraklara ulaşmışsın, insan kendine bir dikkat eder değil mi? Yok ille de adrenalin, ille de gerginlik, ille de tatsızlık.

Motosiklet de biraz öyle bir uğraş. Route 66 vardı da ben mi almadım chopper? İstanbul’un daracık sokaklarında, taksicilerin yamacında motor kullanmanın ne zevki var anlamıyorum. Amerikkka’da yaşasam, alırdım bir tane, akabinde yazılırdım ilk gördüğüm motor çetesine. Cool yaşardım. Burada aynı motoru alsam, yaşlıbaşlı reklamcılarla Bebek’te tur atarız en fazla. Peki Vespa kullananlara dikkat ettiniz mi? Sanki bir İtalyan kasabasında şiir yazıyormuş gibi görünmüyorlar mı?

İstisnalar var tabii. Mesela Yamaha’nın konsept modeli, Deus Ex Machina. Yarın çıksın alırım bundan. Süper kahraman gibi dolanırım bütün gün. Kırmızı ışıkta yaşlıları karşıdan karşıya geçiririm. Kedisi ağaca kaçan kıza yardım ederim. Farkındayım Deus Ex Machina biraz gösterişli ama zaten ben de pek mütevazı sayılmam.

Hiç yorum yok: