11 Mayıs 2008 Pazar

Sakalımı uzatır, kemik gözlük takarsam dünya turnesine çıkabilir miyim beybi? Rock Chick, Broken Social Scene’i izledi.


“Davul, bas ve gitarı hiçbir şey yenemez” demişti Lou Reed. Bu lafı bilir, bunu söylerim tartışma ortamlarında. Lou Reed’i tarafıma çektim mi susar herkes. Her ne kadar bir sürü dörtlü sevsem de üç kişilik grupların kalbimde yeri ayrı. Temiz olur müzikleri, kafa ütülemezler. İki gitarist çoğu zaman başımı ağrıtır.

Dün akşam Broken Social Scene’de zaman zaman dört gitarist saydım. Dört gitar dışında, davul, perküsyon, üflemeler, klavye ve daha bir şeyler bir şeyler... Babylon’un küçücük sahnesinde, hepsi sakallı, bakımsız, çirkin ve eli kolu dolu bir sürü insan. Tekneyle Yunanistan’a kaçan mülteciler gibi gözüküyorlardı.

Müziklerinde de pek bir numara yok. O kadar aletle, armoniden şaşmazsan ortalama bir ses çıkarırsın zaten. Onlar da öyle yapmışlar. Tam offf ne sıkıcı şarkı derken üflemeler dübüdü dübüdü başlıyor, haa o kadar da kötü değil diyorsun. Aslında çok kötü ama kulaklar üflemeliye alışkın değil.

Seyirci de hoştu. Ne kadar kel ve göbekli abi varsa gelmiş. Bir de etrafta dolanan 150 santim boyunda elektronik robot nano kızlar. Bayılıyorum bu kalabalığa ama fazla kalamadan kaçtık. Canım Ciğerim’de şiş yiyecektik daha.

Hiç yorum yok: